Üç Semavi Din ve Sanatta Kurban: İbrahim’in İmtihanı

@Shutterstock
Kurban, insanlık tarihinin en kadim ibadet ve ritüellerinden birisidir. Yalnızca İslam’da değil, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi diğer semavi dinlerde de kökleri derinlere uzanan bir ibadet biçimidir.
- ARKA PLAN
- 12 Haziran 2025
Hümeyra Yanar
Eski Mezopotamya’dan Hint coğrafyasına, eski Amerika uygarlıklarından Hititlere ve Orta Asya Türklerine kadar uzanan bu gelenek, üç semavi dinde Hz. İbrahim’in büyük imtihanı etrafında ortak bir anlatıya dönüşür.
Kurban, İslam dünyasında hem hac ibadetinin bir parçası hem de iki büyük bayramdan biri olan Kurban Bayramı’nın temelini oluşturur. Ancak bu ritüel yalnızca İslam’a özgü değildir. Kurban, birçok dinde tanrıya yakınlaşmanın, teslimiyetin ve inancın bir göstergesi olarak kabul edilir. Hz.İbrahim’in oğlunu kurban etmeye hazırlanışı, Yahudi, Hristiyan ve İslam inançlarında kutsal kitaplara yansımış ortak bir anlatıdır. Her ne kadar kurban edilen oğulun ismi farklılık gösterse de —Yahudi ve Hristiyan geleneğinde İshak, İslam’da İsmail— bu olayın özünde aynı düşünce yatar: Allah’a teslimiyet.
Fresklerdeki İshak: Yahudi Sanatında Kurban
Yahudi sanatında insan figürleri genellikle hoş karşılanmadığı için bu tür sahnelere az rastlanır. Ancak istisnai bir örnek olarak Suriye’nin doğusunda yer alan ve M.S. 3. yüzyıla tarihlenen Dura-Europos Sinagogu bu konuda çarpıcı bir sahne sunar. Sinagogun duvar fresklerinden birinde, İbrahim’in İshak’ı kurban etmek üzere olduğu an resmedilmiştir (görsel 1). Hz.İbrahim sırtı izleyiciye dönük, sağ elinde bıçakla görülürken, Hz.İshak sunak taşının üzerinde yatmakta ve babasını beklemektedir. Üzerinde Tanrı’nın eli belirmiştir; bu, ilahi müdahaleyi simgeler. Arkasında ise Tanrı tarafından gönderilen koç durmaktadır. Arka planda çadıra giren bir figürle sahneye dramatik bir derinlik kazandırılmıştır.
Barok Fırçalarla İmtihan Anı: Hristiyan Sanatında Kurban
Hristiyan sanatında kurban meselesi, İsa’nın çarmıha gerilişi ile ilişkilendirilir ve tipolojik bir okumaya tabi tutulur. İbrahim’in oğlunu kurban etmeye hazırlanışı, Tanrı’nın kendi Oğlu İsa’yı insanlık için feda edişine bir ön figür olarak kabul edilir. Bu nedenle bu tema sanatçılar tarafından sıklıkla işlenmiştir.
Özellikle Caravaggio, 17. yüzyılda yaptığı “Sacrifice of Isaac” adlı eseriyle dikkat çeker. Sahnenin dramatik anı, ışık ve gölge oyunlarıyla yoğun bir şekilde yansıtılmıştır. Rembrandt ise “İbrahim’in Kurbanı” adlı eserinde hem bedensel hem zihinsel bir teslimiyet anını işler (görsel 2). İbrahim’in bir eliyle oğlunun gözlerini örtmesi, diğer eliyle bıçağı tutarken meleğin müdahalesiyle durdurulması, izleyiciye duygusal bir gerilim yaşatır. Ressam, ışığı kullanarak bu kutsal anı bir varoluş sorgusuna dönüştürür: Işık artık kalbin aynasıdır.
İslam Dünyasında Kurban ve Minyatür Sanatı
İslam geleneğinde kurban edilen çocuğun İsmail olduğu kabul edilir. Kurban kıssası Kur’an’da detaylıca anlatılmasa da, İslam kültüründe kurban yalnızca bir ibadet değil, aynı zamanda bir bayramdır. Bu da sanata yansımış; özellikle Osmanlı ve İran minyatürlerinde bu konu farklı sahnelerle işlenmiştir.
İstanbul’daki Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde yer alan 16. yüzyıla ait bir Osmanlı minyatürü, bu konuda nadir ve zengin bir örnek sunar. Minyatürde hem Hz.İbrahim’in ateşe atılması hem de İsmail’i kurban etmeye hazırlanması aynı kompozisyonda birleştirilmiştir (görsel 3). Resmin sol üst köşesinde Hz.İbrahim ve Hz.İsmail, bir koç getiren melekle yüz yüzedir. Alt kısımda ise İbrahim, Nemrut’un yaktırdığı ateşin içinde otururken resmedilmiştir. Sağda ise Nemrut betimlenir.
Sanatta Teslimiyetin Ortak Hikâyesi
Farklı inanç sistemlerinde kurban edilen kişi, ritüelin zamanı veya yöntemi değişse de, kurban kavramı insanın Allah’a yaklaşma arzusunun evrensel bir sembolü olmuştur. İbrahim’in imtihanı, hem inanç hem sanat tarihinin ortak hafızasında silinmez bir yer edinmiştir. Bu ortak hikâye, kültürlerarası bir köprü işlevi görmekle kalmaz; aynı zamanda sanatın diliyle inancın evrenselliğini bir kez daha ortaya koyar.