Yazarlar

Avrupa’da Müslümanlara Dair Tartışmalar Artık Son Bulmalı

Avrupa’da ve hukuk ve adaletin üstünlüğüne inanan  tüm devletlerde  Müslümanlara dair sunî gündemlere dayalı tartışmalar artık son bulmalıdır. Müslümanlar kalıcı oldukları bilinci ile hizmet sundukları, katkıda bulundukları bu toplumda sürekli olarak inançlarını savunan bir pozisyona itilmemelidir.
26 Aralık 2020

Avrupa’da son dönemde çeşitli mahkemelerde Müslümanları yakından ilgilendiren kararlar alındı. Bunlardan biri de tüm Avrupa’da emsal teşkil etmesi bakımından önem taşıyan Avrupa Adalet Divanı (AAD)’nın “hayvanların bayıltılmadan kesilmesinin yasaklanmasının, Avrupa Birliği ibadet özgürlüğü ilkelerini ihlal etmediğine” hükmettiği karar idi. Avrupa Birliği’nin en yüksek mahkemesi olan AAD’nin kararı Müslümanlar arasında tam bir hayal kırıklığına yol açtı. Nitekim 2017’den beri bu konunun mücadelesini veren Müslümanların talepleri dikkate alınmadığı gibi, hayvanların kesim sürecinde bayıltılmalarını istemenin AB’nin sağladığı dinî garantilerle çelişeceğini söyleyen AAD başsavcısının da tavsiyeleri göz ardı edilmiştir.

Ancak konu henüz kapanmış değildir, Belçikalı Müslümanlar şimdi konuyla ilgili Belçika Anayasa Mahkemesinin kararını bekliyorlar. Umudumuz odur ki, Belçika Anayasa Mahkemesi Flaman Bölgesinde uygulanan bu yasağın dinî azınlıkların haklarını ihlal ettiği yönünde karar vererek bu yanlıştan geri adım atar.

Başörtüsü ve Helal Menü Tartışmaları

Avrupa’da Müslümanlara dair sık sık gündeme gelen konulardan biri de başörtüsü tartışmaları idi. Avusturya’da Mayıs 2019’da ÖVP ve FPÖ’nün gayretleriyle meclisten geçen ve ilkokul öğrencilerine yönelik uygulanan başörtüsü yasağı Eylül 2019’da uygulanmaya başlanmıştı ve o günden beri de tartışılan bir konu olmuştu. Ancak ülkede Anayasa Mahkemesi yasağın anayasaya aykırı olduğuna hükmederek ilkokullarda uygulanan başörtüsü yasağı hakkındaki tartışmalarına son noktayı koymuş oldu. Bu mahkeme kararı ile popülizmin hukuktan üstün olamayacağı da gözler önüne serildi. Anayasa mahkemesi hâkimlerinin söz konusu yasağın pratikte yalnızca İslam’ı hedef aldığını ortaya koymuş olmalarından Müslümanlar olarak memnuniyet duymaktayız.

Fransa’da ise Danıştay, 2015’de bir belediye tarafından alınan okullarda helal yemek yasağına karşı hüküm verdi.  Danıştay, okul kantinlerinde domuz ürünleri içeren yemeklere alternatif menü hazırlanmasının laiklik ilkesine aykırı olmadığına karar vererek ülkede yaşayan Müslümanların yüreğine âdeta su serpti. Ülkede Müslümanlara dair son dönemlerde yaşanan üzücü gelişmelerin ardından gelen karar umutlarımızı yeşertmiştir.

Avrupa’da ve hukuk ve adaletin üstünlüğüne inanan  tüm devletlerde  Müslümanlara dair sunî gündemlere dayalı tartışmalar artık son bulmalıdır. Müslümanlar kalıcı oldukları bilinci ile hizmet sundukları, katkıda bulundukları bu toplumda sürekli olarak inançlarını savunan bir pozisyona itilmemelidir. Avusturya ve Fransa’da alınan mahkeme kararlarını bu hususta önemli gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Belçika Anayasa Mahkemesi’nin de “azınlıkların dinî inancına saygıyı” öncelemesini umut ediyoruz. Müslümanlar bu gibi tartışmalarla meşgul edilmemeli, enerjimiz ve imkânlarımız tüm toplumun yararına olan çalışmalara ayrılmalıdır.

Pin It on Pinterest

Paylaş