Almanya’daki Gençler Salgında Kendini Yalnız Hissediyor
Gelecek korkusu, yalnızlık, psikolojik sorunlar: Özellikle gençler, korona salgınının neden olduğu kısıtlamalardan çok zarar gördüler. Ancak onların psikolojik durumları ve endişeleri siyasi kararlarda nadiren rol oynuyor.
- ALMANYAGençlikTOPLUM
- 22 Nisan 2021
Merfua Şeker
Almanya’da yapılan bir araştırma, ergenlik çağındaki gençlerin korona krizinden ne kadar ciddi şekilde etkilendiğini gösteriyor, bu sayılar ise gittikçe yükseliyor. “Almanya’daki gençler korona salgını nedeniyle ağır bir yük hissediyorlar.” Bu veriler Bertelsmann Vakfı tarafından yapılan güncel bir çalışmanın sonuçlarıyla tespit edildi.
GENÇLERİN YÜZDE 61’İ YALNIZ
Salgının gençler üzerindeki etkisini araştırmak için “Gençlik ve Korona” adı altında Hildesheim ve Frankfurt / Main Üniversiteleri tarafından yürütülen anket çalışması Bertelsmann Vakfı işbirliği ile değenlendirildi. İlk ankete 2020 nisan ortasından mayısa kadar 15 yaş ve üstü 5520 genç, ikinci tura ise 7000’den fazla genç katıldı.
Buna göre, ankete katılan gençlerin yüzde 61’i kendilerini kısmen veya kalıcı olarak yalnız hissettiğini söyledi. 23 Mart 2021 tarihinde yayınlanan araştırmaya göre, gençlerin yüzde 64’ü kısmen veya tamamen psikolojik olarak stresli olmayı kabul ediyor. Yüzde 69’u, kısmen de olsa, gelecekle ilgili korkularla boğuşuyor. Ayrıca gençlerin üçte biri (yüzde 34) maddi kaygılarının olduğunu belirtiyor; Korona’dan önce bu kaygı yüzde 25 civarındaydı.
Özetle, Almanya’da gençlerin salgın karşısında giderek daha fazla yalnız hissettiği, akranlarını özledikleri, aile ve arkadaşları için korktukları söylenebilir. Bir yandan günün olağan akışı ritim dışında kalırken, diğer yandan genç nesil gelecekleri için endişeli.
Anket sonuçlarına göre Almanya’daki gençler ilgi ve desteği özlüyor. Kasım 2020’deki ikinci karantina esnasında , ankete katılan gençlerin yüzde 65’i endişelerinin büyük olasılıkla duyulmadığını veya hiç duyulmadığını söyledi. İlkbaharda sadece yüzde 45’i bu izlenimi dile getirmişti.
“GENÇLERİN ENDİŞELERİNİ CİDDİYE ALMALIYIZ”
Bertelsmann Vakfı CEO’su Jörg Dräger, çalışmanın sonuçları hakkında “Gençlerin endişelerini ciddiye almak ve bunları ele almak artık acilen gerekli.” dedi. “Pandemi, çocuk ve gençlik politikasındaki açıkları ortaya koyuyor. Korona, birçok gencin sorunlarını ağırlaştırdı.” diye ekledi. Hildesheim Üniversitesinden Tanja Rusack, gençlerin kendilerini etkileyen tüm alanlarda geniş ve sürekli katılım fırsatlarına ihtiyaç duyduklarını vurguladı.
Diğer gençlik ve eğitim araştırmacıları, geçtiğimiz haftalarda defalarca bunun için çağrıda bulundular. Potsdam eğitim araştırmacısı Wilfried Schubarth Tagesspiegel’de yer alan haberde “Demokratik karar alma süreçleri, şeffaflık ve gerçek tartışmalar, hala sorunların üstesinden gelmenin ve krizlerden daha güçlü çıkmanın en iyi yoludur.” dedi. Korunmasız çocuk ve ergen gruplarına da koçluk ve okul sosyal hizmet uzmanları aracılığıyla destek verilmesi gerektiğini belirtti.Çalışmanın sonucu; gençlerin korona döneminde okul çocuğu, stajyer veya öğrenci rollerine indirilmek istemediklerini gösteriyor. Gençlerin görüşüne göre, akranlarıyla temastan vazgeçmeleri, organize edilen boş zaman etkinlikleri ve kişisel gelişim fırsatları ne tartışılıyor ne de tanınıyor.
Bertelsmann Vakfı, 2019 yılında, “Children’s Worlds +” çalışmasında, gençlerin büyük bir kısmının “ciddiye alınmadıklarını” ve “yeterince dahil olmadıklarını” hissettiğini gösterdi. Dräger, “Federal Aile İşleri Bakanlığı’nın gençlik duruşması veya halihazırda talep edilen bir çocuk zirvesi, siyasetin doğru sinyalleridir.” dedi.
KARANTİNADA GENÇLERİN GELİŞİMLERİNDEKİ AÇIKLIK DAHA BÜYÜK
Uzun vadeli karantinanın etkilerine yönelik, eğitim ve gençlik araştırmacıları defalarca gençler arasındaki gelişim açıkları (Entwicklungsdefizite) konusunda uyardılar. Berlin Freie Üniversitesinde okul ve öğretim araştırması profesörü Bettina Hannover, Tagesspiegel’e çocukların ve gençlerin okul materyallerine ek olarak gelişim görevleriyle de baş etmek zorunda olduklarını söyledi.
Akranlarıyla fikir alışverişinde bulunmanın özellikle ergenlik döneminde önemli olduğunun altını çizdi. “Diğerlerinin de değiştiğini ve benzer sorunlarla mücadele ettiğini görmek önemli. Düşük bir ruh hâlinden çıkmak için çocuklar ve ergenler, benzer korkuları ve endişeleri olan akranlarına ihtiyaç duyarlar.” dedi.
GENÇLER SOSYAL İLİŞKİLER KURAMIYORLAR
Berlin Humboldt Üniversitesinden psikolog ve bilim insanı Julia Asbrand, “İnsanlar sosyal varlıklardır ve yalnızca çekirdek ailede işlev görmezler.” dedi. Gençlerin görevi ve amacı, kendilerini ayırmak, yani aile dışında da sosyal bağlantılar aramaktır. Ve bu kesinlikle şu anda mümkün olmayan şey.” diye sözlerine devam etti.
Aynı zamanda birçok genç, ebeveynlerinin aşırı stresli olduğunu deneyimledi. Birçoğu, özellikle okuldan mezun olmak üzereyken, gelecek ile ilgili plan yapma yeteneğinden de yoksun.
“ÇOCUKLAR TEMELDE ÇOK UYUMLU VE ONARICI YAPIYA SAHİPLER”
Würzburg Üniversite Hastanesi Çocuk Ve Ergen Psikiyatrisi Akıl Sağlığı Merkezi Direktöü Marcel Romanos, 10 ile 18 yaş arasındaki yaş aralığının, yaşamın özellikle savunmasız bir aşaması olduğunu açıklıyor. “Bu yaş aralığında çok şey gelişiyor: fiziksel, hormonal, zihinsel olarak. Ergenlik döneminde, depresyon, duygusal bozukluklar ve kendine zarar verme davranışı gibi bazı psikolojik hastalıkların riski artar.” diyen gençlik psikiyatristi, kayıp bir “Corona neslinden” bahsetmenin ise abartılı olduğunu düşünüyor. Romano, “Çocuklar temelde çok uyumlu ve onarıcı yapıya sahipler.” diye açıklıyor. Örneğin şu anda sosyal medya veya video oyunları aracılığıyla arkadaşlarla fikir alışverişi yapmak mümkün ve tek başına açık havada da spor yapmak mümkün.