Biliyorum, asıl utanması gerekenler, bütün bu yapılanları devletin de desteğini alarak “bilimsellik” saçmalığı altında uygulamaktan zevk alanlardır. Onlar utanmadı da ben utandım.
Deneyi yapan Prof. Dr. bilmem ne, Almanya’da kazandığı şöhreti, dikkatinizi çekerim sadece parayı değil, şöhretini işte bu pislik ve çirkefliğini “bilimsel deney” diye pazarlama becerisiyle kazanmış başarılarla dolu bir adam. “Genel kabul görmüş tabular”ın yıkılması girişimiymiş bunun adı. Batsın! Yerin dibine batsın, sizin tabu yıkma programınız.
Şimdi ölüp gitmiş. Ama hakkında dava açılsa bile “zaman aşımına uğramış”mış. Ya Raab bu ne iştir ki, programın yüzlerce mağduru ömür boyu bu işkence ile, bu aşağılanmışlık ve bu tecavüz edilmişlik ruhu ile yaşayacak, bu suçları işleyenler de kurtulacak. Bu adam ve korunması gereken çocukları bu adama, yine “bilimsellik adına” veren gençlik daireleri sorumlu olmayacak.
Hayat İnsan Gerçekten Objektif Olabilir Mi? Yani, adam ekibiyle birlikte ve devlette gençlerimizden sorumlu olanlar, yine yan gelip yatacaklar. Çünkü başımızda Almancası “Datenschutz” denilen kişisel verilerin korunması kanunu diye, mağduru su yüzüne çıkaran ama, suçluyu saklayan bir yasa var.
Yanlış anlaşılmasın. Kişisel verilerin korunması yasasına herhâlde en çok bizim gibi toplumun önyargısı altında ezilen Müslümanlar ihtiyaç duyuyor. İtirazımız, bu yasaya dayanarak, pisliklerin, çirkefliklerin ve çocuklarımıza tecavüz edilmesini bilimsellik diye satılmasının korunmaya alınmış olmasıdır.
Şimdi, bilimsellik, çocuklara cinsel haz ve zevki tattırma adına daha 3-5 yaşından itibaren daha ne rezillikler işleyecekler onu düşünüyorum. Ve yine düşünüyorum, bu pis çirkef skandalın başladığı Berlin eyaletinde anaokullarında 3-6 yaşındaki çocukların cinselliklerini öğrenmeleri ve bunun zevkini tatmaları içini özel bir sınıf ayırma girişiminin de aynı kafa, aynı mantık ve aynı “bilimsel” saçmalığın neticesi olup olmadığını sormadan edemiyorum.
Bu “bilimsel” safsata ile çocuklarımızın daha o minnacık yaşlarında istismar edilmesine müsaade edilmeyeceğini göstermemiz gerekir.
Bu olay aslında, psikoloik, sosyolojik saçmalıkları “bilimsel deney” diye yutturarak doğrudan bize tahakküm etme, bizim bedenimize musallat olma girişimlerinden başka bir şey değildir. Olaydaki “bilimsellik” sadece kandırmaca bir avdan ibarettir.
