Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 3 günlük Türkiye gezisinde misafirlerine Almanya’dan getirdiği döneri ikram etmesi Alman medyasında Türk medyasından daha fazla eleştirildi. Almanya’daki sosyal medyada ise eleştiri bombardımanı aldı.
Bu eleştirilere bakılırsa, Cumhurbaşkanı Steinmeier Türkiye ile ilişkileri sadece “döner kebap”a indirgeyerek aşağılamak istedi. Bu eleştirilerin haklı ya da haksız olduğu tartışıla dursun, sayın Cumhurbaşkanına bu öneriyi yapan danışmanın isabetli bir karar almadığı ortadadır.
Gerçi sayın Steinmeier’in Türkiye ziyareti ile neredeyse 60 yıldır Almanya’nın vazgeçilmez bir parçası olan Türkiye kökenli insanları takdir ederek minnetlerini arzetmek ve bu insanların kökenini temsil eden Türkiye ile ilişkilerine verdiği önemi göstermek istediği de bir gerçektir. Bu konuda şahsen samimiyetinden şüphe duymuyorum.
Ve eğer, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya arasındaki ilişkilerin gücüne ve önemine vurgu yapılacaksa bunun yolunun “döner”den geçip geçmediği de iyice sorgulanmalıdır.
Zira, Steinmeier’in İtalya’ya giderken pizza, İspanya’ya giderken Paella ile gitmesi durumunda düşebileceği komik hâlleri bizlere hatırlatanlara hak vermemek elde değil. Çünkü, “döner” Türkiye’yi, hele hele Almanya ile Türkiye arasındaki yakın ilişkileri temsil edemiyor.
Meseleyi farklı açıdan değerlendirip, acaba Steinmeier bize, bir zamanların kalite damgası olan Made in W-Germany’yi mi hatırlatmak istedi, yani, “biz daha kalitelisini yaparız” mı demek istedi, orası da belli değil.
Steinmeier’in Türkiye ziyaretinin asıl amacı “Türk-Alman dostluğunun 100’üncü yıldönümünü ve Türk kökenli insanların Almanya’ya iş, bilim, sanat, edebiyat, spor ve mutfak alanlarındaki katkılarını takdir etmek”ti. Döner ile bunun sadece mutfak katkısı takdir edilmiş, diğer alanlardaki katkılar ise eş geçilmiş oldu.
Bundan dolayıdır ki, Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerine verdiği önemi takdir etmek ve yeniden gündeme almak amaçlı olan bu ziyaretin “döner diplomasisi” seklinde takdim edilmesi Alman Askeri Üniversitesi (Münih) profesörlerinden Carlo Masala’yı haklı çıkarıyor. Carlo Masa ziyareti, “Türkler 1962’den beri Almanya’da. Artık üçüncü nesildeyiz. Gazeteciler, doktorlar, iş adamları, profesörler, sanatçılar, politikacılar korona aşısını icat etti. Ve Cumhurbaşkanın aklına gelen tek şey: Kebap.” diyerek eleştirmişti.
Kısacası döner kebabı severiz, ama, Türkiye Almanya ilişkilerinin dönere indirgenmesi ağzımızın tadını kaçırıyor. Kimileri Türkiye’yi küçümse de, iki ülke arasındaki güçlü bağlar, sanki çocukların cumhur ya da belediye başkanı olduğu 23 Nisan törenini hatırlatan diplomasi ile güçlendirilemez.
