İsrail Hükümeti Eleştirisinin Yahudi Düşmanlığı Olması

İsrail Hükümeti Eleştirisinin Yahudi Düşmanlığı Olması

Bundan daha birkaç yıl önce Uluslararası Holokost Anma Birliği (IHRA) antisemitizmin ne olduğuna, hangi davranış veya sözlerin Yahudi düşmanlığı anlamına geldiğine dair bir rehber yayımladığında IHRA’nın kendisi bile, “İsrail hükümetinin eleştirilmesinin” Yahudi düşmanlığı olup olmadığında şüphe içindeydi. Ancak, rehberde yine de İsrail hükümeti eleştirisinin Yahudi düşmanlığı anlamına geldiği ifade edilmişti.

Şimdi Alman parlamentosu oturup, IHRA’nın aynı yöndeki ilkesinin “Almanya’da Yahudi yaşamını güçlendirerek koruyacağını” düşündükten sonra, bu ilkenin “Yahudi düşmanlığı ile mücadelede” bir  dayanak olarak kullanılmasının yolunu açtı.

Aslında, tartışmalı olan bu konunun mevcut İsrail hükümetini eleştirenleri susturmak için siyasi bir araç olarak kulanıldığının bilindiği bir zamanda Federal Meclis gündemine gelemesi de ilginçtir. 

Almanya’da Yahudi yaşamının korunmasına, İsrail’e karşı, dikkatinizi çekerim, İsrail hükümetine karşı değil, Almanya’nın tarihi sorumluluğunu yüklenmesine kimsenin bir itirazı yok. Ancak bu önergeyi destekleseler bile, aşırı sağcı politikacılar arasında bu tarihi sorumluluğa itiraz edenleri bulmak mümkündür.

Ne yazık ki, artık Almanya’da Yahudi düşmanlığı, Müslümanların üzerine “İthal Yahudi Düşmanlığı” yaftalaması ile yıkıldığı için aşırı sağcılar bile İsrail hükümetine olan destekleri ile toplumun ön sırasına çıkabiliyor.

ALMANYA | 8 Kasım 2024 Almanya’da “Antisemitizmle Mücadele Önergesi” Meclis’ten Geçti!

Evet bu önerge, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde “soykırım” yapmakla suçlanan İsrail’deki mevcut hükümeti eleştirenlere karşı bir araç olarak kullanılabilecektir. Bu konuya dikkatimizi çeken kimse ise, önergeye çok sert eleştiri getiren Berlin Bilim Koleji Rektörü Prof. Dr. Barbara Stollberg-Rilinger oldu. Önergenin bu şekline karşı bir açıklama yapan Stollberg-Rilinger, bu şekildeki bir antisemitizm suçlamasının antisemitizm ve Holokost araştırmacıları da dahil olmak üzere mevcut İsrail hükümetini eleştirenleri susturmak için siyasi araç olarak da kullanıldığını gündeme getirerek yanlışlığa vurgu yapma ihtiyacı hissetti. Çünkü Dr. Stollberg-Rilinger bu yaftalamalardan bizzat nasibini alanlardan birisiydi.

İlginçtir ki, önergeye en fazla en gür sesle karşı çıkanlar yine Yahudi bilim insanları oldu. Zira bu tür zorlama koruma ve kollama hatta engelleme girişimlerinin, amaçlananın aksine kamuoyunu Yahudiler aleyhine yönlendirdiği, Yahudiler aleyhine önyargıları geliştirici olduğu da ortadadır. 

Her şeyden önce Yahudiler, “varlıkları ancak polis ve yasa korumasına bağlı” insanlar olarak gösterilmekten bıkmış durumdadır. Yahudiler de, imtiyazlı değil, normal muamele görmek, normal bir insan ve normal bir vatandaş olarak yaşamak istiyorlar. Haklı olarak, korunmaya muhtaç olduklarının yüzlerine yüzlerine vurulmasından rahatsız oluyorlar. Üstelik “soykırım suçlaması” altındaki bir hükümetin sorumluluklarını da üstlenmek istemiyorlar.

Keşke milletvekillerimiz, gerçekten de Yahudileri endişelerini anlayarak bir önerge hazırlasalardı.