YAZARLAR
Özgürlük Üzerine
Batı’da genel anlamıyla özgürlük, bir yönüyle kişiyi sarıp sarmalayan şartları sembolize eden zincirlerden kurtulmak ve bağımsızlaşmak anlamına gelmektedir. Mitolojide, Prometheus Tanrılardan ateşi çalarak insanlara vermiştir. Bu ateş, bilgidir. Bilgi aracıyla teknolojik araçlar geliştirilmiştir. Bu vesileyle insanoğlu Tanrıların iradesinde olan doğal şartlardan kurtulmayı hedeflemiştir. Elbette Batılı insan, Hıristiyanlık döneminde teslim olduğu Tanrı’nın iradesinden, Aydınlanma dönemiyle birlikte özgürleşme çabasına girmiştir. Bunun için öncelikle Tanrı’nın iradesini sınırlandırmış ve zamanla yok saymaya çalışmıştır. Deist bir Tanrı tasavvuruyla, inkarı mümkün olmayan Tanrı’yı alemin ve tümüyle eşyanın dışına atmıştır. Tanrı tanımazlık denilen ateizm, Batı’da hep marjinal kalmıştır. Genel geçer modern insanın itikadı deizmdir. Hem alemden hem de tarihten Tanrı’yı soyutlayarak, adeta sonu gelmeyecek bir tatile göndermiştir. Bu yolla özgürleştiğini ve üzerindeki en muhkem zinciri parçalayıp attığını sanmıştır. Geçmişte eksiği ve fazlası ile Kilisenin Tanrı adına ortaya koyduğu bir ahlak vardı. Artık ahlakın belirleyicisi olan Tanrı değil, evrensel olduğu iddia edilen akıldı. Aklın ortaya koyduğu başarısız ahlakın sonucunda ise, akıl da otorite kaybına uğradı. Ve aklın hakikatin belirleyicisi olduğu tezi, yani rasyonalizm çöktü. Sadece rasyonalizm değildi zedelenen, bilfiil hakikatte buharlaştı. Artık hakikatin de göreceli olduğu rölativist bir anlayış hakim oldu. İşte tam bu nokta, hayatın anlamının kaybolduğu yerdir. Hakikat yoksa, anlam da yoktur. O nedenledir ki, postmodern insan depresyondadır ve en çok tüketilen ilaç antidepresan haplardır.
Söz konusu İslam olduğunda ise, hürriyet bahsinde kurulacak en anlamlı cümle, kelime-i tevhidin insan için bir özgürlük manifestosu olduğudur. İnsanın asli cevheri, sahip olduğu ruhtur. Ruhu özgür kılan ise, Rabbiyle olan kulluk ilişkisinin bilincinde olmak ve O’ndan gayrısına eyvallah etmemektir. Kendisini esir alan ve almak azminde bulunan sahte rablere, yani terbiye edicilere sırt çevirmektir. Ruhunu esir almak isteyen dünyaya mesafeli durmak ve hakikat yoluna ram olmaktır. Mevla’nın bahşettiği varoluş nimetini, süfli heveslerin yokuşunda yormamaktır. Ömür nimetini, nefsin emrinde zayi etmemektir. Nefsin memuru değil, amiri olmakla özgür olunacağının bilincinde olmaktır.
Hürriyetimizin kaynağı olan Allah, bizleri özgürlüğünü muhafaza eyleyen direniş ehlinden eylesin. Bu direnişin en asli hedefi, bizi köleleştirme azminde olan nefislerimizdir. Selam olsun kulluğunun bilincindeki direniş sahibi olan özgür insanlara.