Sünnete Olan İhtiyaç-5

Sünnete Olan İhtiyaç-5

“Ey inananlar! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında, Allah ve Resûlü’nün çağrısına koşun. Bilin ki Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki O’nun huzuruna götürüleceksiniz. Bir de içinizden sadece zulmedenlere dokunmakla kalmayacak fitneden sakının! Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Enfal suresi, 8:24-25).

İslam alimlerinin eserlerinde anlattıklarına göre Allah ve Resûlü’nün çağrısına koşmak, taleplerini yerine getirmek Hz. Peygamber’in hayatında bizzat ona koşmak, emirlerini yerine getirmekle olur. Ayetin iniş sebebi bunu açıklamaktadır. Rivayete göre Hz. Peygamber sahabeden namaz kılmakta olan birisini çağırmış, o da namazı bitirip gelince, niçin çağrısına cevap vermediğini sormuş, “namaz kılıyordum” cevabını alınca da, “Allah ve Resûlü çağırdığında ona icabet edin” buyruğunu duymadın mı? diye ikaz etmiş peşinden kendisine Fâtiha Suresini öğretmiştir. 

YAZARLAR | 13 Mayıs 2025 Sünnete Olan İhtiyaç – 4

Elbette bu ayet, Hz. Peygamberin hayatı ile sınırlı değil vefatından sonra yaşayanların da Kur’ân ve Sünnet’in buyruklarına uymaları, buna uygun bir hayat sürmeleri, böylece hayat bulmalarını ifade eder. Dolayısıyla ayet, onun yaşantısının (sîret) ve sünnetinin kendisinden sonra tespit edilerek Müslümanlara yol göstereceğine de işaret eder. 

Allah’ın ve Peygamberinin insanlara öğretip hayata geçirilmesini istedikleri inanç, bilgi, eylemler insanlara hayat verecek niteliktedir. Dinin emirleri maddi anlamda sağlık ifadesi iken manevi anlamda stres, yalnızlık, mutsuzluk, huzursuzluk, ümitsizlik, korku, bunalım gibi ruh sağlığını tehdit eden ve bu yönüyle bünyeyi etkileyen sorunları büyük ölçüde engellemekte; insana, ruh ve beden sağlığını ihya eden bir yaşam sunmaktadır. 

Elmalılı Hamdi Yazır’ın da dediği gibi ayette çok dikkat çekici bir ifade tarzı vardır. Zira davet, hem Allah’a hem Resûlüne beraberce yapılmıştır. Allah’ın daveti peygamberinden dile gelecek ve Resûlünün daveti de Allah’ın davetinden başka birşey olmayacaktır. İnsan, kalbi ile arası açılmadan, canı elinden alınmadan, fırsat elinde iken Allah’ın Resûlü, ihya edecek, ebedi mutluluğu sağlayacak bilgi veya amellere davet ettiğinde hiç ihmal etmeden hemen ona gönüllü olarak icabet etmeli, onun emrine seve seve koşmalıdır. 

Ayette bahsedilen “fitne” kelimesi kaos ve karmaşa ortamının en sarsıcı hâlini ifade eder. Onun sonucunda gelecek bela ve azap yalnızca onu ortaya çıkaranları değil o işe bulaşmamış olanlara da isabet eder, kurunun yanında yaşı da yakar. 

Müfessirlerin bu yorumlarına bakarak sünnet üzerinden İslam’a sokulmak istenen şüpheleri ayet ile ilişkilendirmek mümkündür. Bir taraftan Allah ve Resûlünün çağrısına icabet etmemek, büyük kargaşanın kapısını aralamaktır.

En doğrusunu Allah bilir.