Çağdaş “Hilfu’l-Fudul” Hareketi: Sumud Filosu

Çağdaş “Hilfu’l-Fudul” Hareketi: Sumud Filosu

Yaklaşık bir yıl önce, İsrail’in soykırımcı hükûmetinin insanlık dışı katliamlarının acısını içimde hissederek “Hilfu’l-Fudul’u Örnek Edinmek” başlıklı bir yazı yazmıştım. Orada, gençken Peygamberimizin de katıldığı ve “bugün de olsa yine katılırım” buyurduğu Hilfu’l-Fudul’u (erdemliler ittifakı) hareketini kısaca tanıtmış ve şunları eklemiştim: 

“…Devletleri yönetenlerin vicdansızlıklarına rağmen halkların insanlık vicdanı, dünyanın her tarafında yapılan eylemlerle diriliğini, tepkisini gösteriyor. Akleden, hisseden bireylerin, soykırım amaçlı kuşatmaları kırma iradesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Müslüman ülkelerin yöneticilerinin acizlikleri karşısında halklar, günümüz iletişim teknolojilerini en iyi şekilde kullanarak erdemliler hareketini örnek edinip onun çağdaş versiyonunu oluşturabilirler. Bu oluşum, insanlığın ortak vicdanını daha güçlü hale getirerek devletleri yönetenleri, soykırımı durdurmaya mecbur edebilir. Ama Hz. Peygamber’i örnek edinmesi gereken Müslümanlar olarak (Ahzab suresi, 33:21) bunu da beceremiyoruz. Yaşadığımız dünyanın gerçekleriyle yüzleşme gücümüz yok, hamasetle avunuyoruz.” 

Gündem | 5 Ekim 2025 Sumud Aktivistleri İsrail’in Kendilerine Yaptığı İşkencelerini Anlattı

On beş asır önce toplumda haydutluklara, zulümlere maruz kalan mazlumları, güçsüzleri korumak için oluşturulan o erdemliler ittifakı hareketinden ilhamla günümüz şartları ve imkânları çerçevesinde yenilerinin oluşturulmasının, Gazze’deki soykırımları önleme hamlelerinin küresel ölçekte vücut bulmasının önünü açabileceğini düşünmüştüm. Sumud Filosu’nun oluşturulmasına yönelik haberi duyunca, çok sevindim ve umutlandım. Ama, güçlü aklın, bilimin, bilginin, bilincin, zamanın ruhunu kavramış bir idrâkin ve büyük insanlık vicdanının ürünü olarak oluşturulmazsa, ümitleri söndürücü olacağından korkuyordum. Oluşum sürecini ve sonrasını büyük bir heyecanla ve dua ederek takip etmeye çalıştım.  Mesela, üyelerin nasıl seçildiklerini, aldıkları eğitimleri, hazırlıklarını öğrendikçe endişelerim azaldı. Hele, Sumud Filosu’nun farklı renklerde, dillerde, inançlarda ama aynı insanlık vicdanında birleşen bir insanlık kervanını andırması, ümitlerimi daha da katmerlendirmişti. 

Ne yazık ki, küresel Sumud Filosu’na uluslararası sularda İsrail tarafından saldırıldı, aktivistler esir alındı. Gazze topraklarına ayak basmaları, önlendi. Ama, Sumud Filosu, İsrail hükûmetinin yaptığı soykırımı, dünya ölçeğinde herkesin anlamasına katkıda bulunmaya başladı. Artık, mızrak çuvala sığmıyor. Şimdi, esir alınan bütün aktivistlerin salimen ülkelerine dönmesi için çalışılıyor. Daha büyükleriyle yenilerinin oluşturulması yolunda adımlar atıldığını görmek sevindirici. Bombalardan daha güçlü etkisi olduğunu düşündüğüm Sumud Filosu’nun açtığı yolun kapanmayacağı, yaktığı ışığın artık asla sönmeyeceğini umuyorum. Başkaları gibi, Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin de bundan ders çıkarmasını bekliyorum.