“Çin, Soykırım Suçundan Mahkûm Edildi”
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa ile Doğu Türkistan’daki soykırıma ilişkin Londra’da sonuçlanan Halk Mahkemesi kararının sonuçları üzerine konuştuk.
- Dünya
- 15 Şubat 2022
Londra’da bir halk mahkemesi oldu. Yaptırımları yok, dolayısıyla sembolik bir mahkeme oldu. Bu sembolik mahkemenin kurulması ve verdiği hükmün önemi nedir?
Çin, Doğu Türkistan’da bir soykırım yapıyor. İnsanlık suçu işliyor. Londra’daki halk mahkemesinde Çin soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekten mahkûm edildi. Evet, Londra Halk Mahkemesi sembolik bir mahkeme. Fakat sembolik olmasına rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi yargılamasına benzer bir yargılama oldu. Başında da zaten orada hakimlik yapmış olan Geoffrey Nice vardı.
Çin, bunca suç tespitine rağmen niye yargılanamıyor?
Çin soykırım önleme anlaşmasını ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisini tanımıyor. Bunun için de yargılanamıyor. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı var. İstediği gibi veto edebiliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için çok uğraştık. Çin’in Doğu Türkistan’daki suçlarının mahkeme tarafından da tespit edilmesini istedik. Uluslararası siyaset buna yanaşmadı. Yanaşmayınca da bizler, en azından Çin’in suçlarının tespit edilebilmesi ve başka diplomatik baskıların yolunu açmak için bir halk mahkemesi kurulmasında karar kıldık.
Mahkemeyi izlerken, insan gerçekten de insan olduğundan utanıyor. Bu çağda bu politika nasıl uygulanabilir diye.
Londra Halk Mahkemesi’nde, toplama kamplarında kalmış, zorla kürtaj edilmiş, tecavüze uğramış kadınlarla çeşitli tarif edilemez işkencelere uğramış 500’den fazla insan şahitlik etti. Benim gibi ana-babası o toplama kamplarında öldürülmüş insanlar da vardı.
Mahkeme her şeyden önce, Çin Komünist yönetiminin Doğu Türkistan’da 1948 İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı soykırım politikası uyguladığını tespit etti ve belgelendirdi.
Burada ayrıca uluslararası uzmanların tanıklığı alındı. Böylece 18 aylık bir çalışma sonucunda Londra’da üç oturum gerçekleşti ve Hâkim Geoffrey Nice başkanlığında yapılan yargılama ile Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da bir soykırım yaptığı, insanlık suçu işlediğine hükmetti.
Mahkeme kararı sonrasında Çin’de bir politika değişikliği oldu mu?
Çin’in yaptıklarını suç olarak kabul edeceğini zannetmiyorum ama, sembolik de olsa bu mahkemede yargılanmış olması Çin’i rahatsız etti. Şu anki Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping 2014 yılında iktidarı ele geçirdikten sonra soykırım politikasını yürürlüğe koydu. 3 milyon fazla Uygur ve Kazak toplama kampında, ölümle karşı karşıya kaldı. Kadınlarımız zorla kürtaj yapılıyor, namuslarına saldırılıyor, işkence yapılıyor.
Londra Halk Mahkemesi’nin kararı sonrasında, doğrudan ilgili değilse bile, uluslararası baskı sonrasında Çin, daha önce bu soykırım politikasının komutanlığını yapan Çin Komünist Partisi’nin Sincan (Xinjiang) Başkanı Çen Çuan Ku’yu görevden aldı. Onun yerine daha ılımlı olan Profesör Ma Şing Rui isminde birisi getirildi. Politikalar değişir mi bilemem. Ama mahkeme kararları, bazı ülkelerin Çin’e baskı politikası uygulamaları için delil mahiyetinde. Buna dayanarak Çin’e baskı uygulanabilir.
Çin artık dünyada bir ekonomik güç. Özellikle mal üretim merkezi. Bu şartlarda Çin’i etkileyecek nasıl bir politika yürütülebilir?
Doğu Türkistan’da köle işçi, ucuz işçi politikasını durdurmak için şirketlerin harekete geçmesi gerek. Meselâ, Alman ve Amerikan şirketleri hâlâ Çin ile anlaşmalar yapıyorlar. Biz bu şirketlere sadece ticarî kaygılarla değil aynı zamanda ahlaki kaygılarla da çağrıda bulunuyoruz. Doğu Türkistan’dan alınıp köle işçi olarak çok az bir ücretle zorla fabrikalara gönderilen işçileri çalıştırmasınlar. Şu anda, 16 yaşından itibaren kız-erkek farketmiyor, binlerce Uygur, Çin’in sanayi bölgelerine zorla çalıştırılmaya götürülüyor. Şirketlerin bunu görmeleri lazım. Elbette aynı durum Doğu Türkistan’da da söz konusu.
Diplomatik alanda, Çin’e baskı yapılması için nasıl gelişmeler oldu?
Çok şey yapılabilir, bazı önemli adımlar atıldı. Bu adımlar arasında, bugüne kadar 7 ülkenin parlamentosunun bu zulmü soykırım olarak kabul etmesini gösterebiliriz. Amerikan hükûmeti de bu yönde karar aldı. Doğu Türkistan’dan Amerika’ya giren ürünler ambargolu olacak. Londra’daki Uluslararası Uygur Mahkemesi’nin kararı bu durumun soykırım olarak kabul edilmesinin yolunu açtı.